1972 yapımı Solaris, Andrei Tarkovsky'nin ustaca yönettiği bir bilim kurgu klasikidir. Film, Stanisław Lem'in aynı adlı romanına dayanmaktadır ve görsel estetiği ile derin felsefi sorgulamalarıyla dikkat çeker. Solaris, bir uzay istasyonunda geçen olaylarla, insanların içsel duygularını ve belirsizliklerini keşfederken, başkahramanı Kelvins'in kendi anılarıyla yüzleşmesini merkezine alıyor. İzleyici, film boyunca hem bilim kurgu unsurlarını hem de varoluşsal temaları deneyimleyerek, kendi zihin derinliklerine dalmaya davet ediliyor. Tarkovsky'nin görsel sanatı, film boyunca izleyiciyi etkileyen duygusal bir atmosfer yaratıyor. Bu film, sadece bir hikaye anlatmakla kalmayıp, insanın bilinç ve gerçeklik ile ilgili düşüncelerini sorgulatıyor.
Filmde başrolü oynayan Donatas Banionis, Kris Kelvin karakterini canlandırıyor ve izleyiciye derin duygusal anlar sunuyor. Rhada Blank'ın mükemmel performansı ile Rheya karakteri, Kelvin'in geçmişiyle olan bağlantısını güçlendirirken, izleyiciyi de duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Solaris'teki diğer önemli karakterler ise, Nikolai Grinko'nun canlandırdığı Sartorius ve Jüri Järvet'in oynadığı Gibarian'dır. Her iki karakter de, filmdeki yoğun psikolojik çatışmalara katkıda bulunarak hikayenin derinliğini artırıyor.
Solaris, insanın bilinç sınırlarını ve kendini keşfetme çabalarını sorgulayan derin bir film olarak öne çıkar. Tarkovsky, izleyicilere hafıza ve iletişim sorunlarının yanı sıra, gerçeklik ile hayal arasındaki ince çizgiyi anlatır. Filmin ana fikri, insanın kendi iç dünyasıyla yüzleşmesinin kaçınılmaz olduğu ve bu yüzleşmenin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini sorgulamaktır. Solaris, yalnızlığın ve kaybın etkilerini araştırırken, aynı zamanda sevgi ve bağlılık üzerine kapsamlı bir inceleme sağlar. Bu film, koyu temaları ve alışılmadık anlatım tarzı ile izleyicisini düşünmeye teşvik eder.
Film, Tarkovsky'nin benzersiz görsel estetiğiyle doludur. Uzun çekimler, simgeler ve doğa manzaraları, izleyiciyi derin bir düşünsel yolculuğa çıkarır. Film, görsel dilin gücü sayesinde, izleyicinin algısında kalıcı bir etki bırakmayı başarır. Ayrıca, renk kullanımı ve kompozisyonlarla, film atmosferini yoğunlaştırır.