'Roma', Alfonso Cuarón'un yönetmenliğinde hayata geçirilen ve 1970'lerde Meksika City'de geçen bir hikayeyi anlatmaktadır. Film, Cleo adındaki bir yerli hizmetçinin yaşamı etrafında dönerken, dönemin toplumsal ve politik olaylarına da ışık tutar. İzleyici, film boyunca yalnızca Cleo'nun değil, onunla birlikte evin diğer bireylerinin de yaşamlarına tanıklık ederken, sanatsal bir deneyim sunan görselliğiyle derin bir atmosferde kaybolmaktadır. Bu film, geçmişle günümüz arasında köprü kuran duygusal bir yolculuktur.
Yetenekli oyuncu adayı Yalitza Aparicio, filmdeki Cleo karakteriyle izleyicinin kalbini kazanır. Onun performansı, izleyicilere gerçek duyguları hissettirir. Eugenio Derbez, Antonio'nın canlandırıcısı olarak filmde güçlü bir rol üstlenir. Marina de Tavira ise Sofía karakteriyle izleyicinin gözünde kendine özel bir yer edinir. Her bir oyuncu, kendi karakterinin derinliğini ve karmaşıklığını ustalıkla yansıtır. Bu filmdeki oyunculuklar, Cuarón'un görsel anlatımıyla birleşerek etkileyici bir bütün oluşturur.
'Roma', toplumsal yapı ve bireyin duygusal dünyası arasındaki bağı araştırır. Cuarón, film aracılığıyla, özellikle hizmetçi figürü üzerinden, sınıf ayrımlarını ve bireylerin yaşadığı sorunları gözler önüne serer. Cleo’nun hayatındaki zorluklar, izleyiciye insani bir perspektif sunarken, yaşamın zorlukları karşısında direnme gücünü sembolize eder. Film, yalnızca bir kişinin hikayesi değil, aynı zamanda dönemin dönüştürücü doğasının ve şiddetin etkisinin bir yansımasıdır. Alt metin olarak, izleyici, kişisel ve toplumsal meselelerin birbirine nasıl bağlı olduğunu anlar ve bu durum, sanatsal bir anlatımla izleyiciye aktarılır.
Film, siyah-beyaz tonlama ile görsel bir stiller kombinasyonu sunarak izleyiciyi dönemin ruhuna daha fazla çekmektedir. Uzun plan sekanslar ve detaylı çekimler, izleyiciye zengin bir anlatım deneyimi yaşatır. Bu sinematografik yaklaşım, izleyicinin karakterlerle daha fazla bağ kurmasını sağlar, ayrıca her sahne birer tablo gibi estetik bir biçimde sunulmaktadır. Duygular, görsellerle güçlü bir şekilde birleştirilirken, izleyici sinematografinin derinliği ile büyülenmektedir.