Arrival, Denis Villeneuve tarafından yönetilen ve Ted Chiang'ın 'Story of Your Life' öyküsünden uyarlanan etkileyici bir bilim kurgu filmidir. Film, dünya genelindeki bilinmeyen uzaylıların aniden ortaya çıkmasıyla başlar. Bu durum, insanları iletişim ve anlamak üzerine düşünmeye iter. Başrolünde Amy Adams'ın yer aldığı film, dilbilimci Louise Banks'ın uzaylılarla iletişim kurma çabasını konu alır. Arrival, sadece bir uzaylı filmi olmanın ötesinde, izleyicilere zaman, bellek ve insan ilişkileri hakkında derin sorular yöneltir. Görsel estetiği, müziği ve derinlikli anlatımıyla izleyiciyi derinden etkileyen Arrival, eleştirmenlerden tam not almış ve birçok ödüle aday gösterilmiştir.
Arrival, etkileyici performanslar sergileyen bir oyuncu kadrosuna sahiptir. Başrolde Amy Adams, güçlü bir dilbilimci olan Louise Banks karakterini canlandırır. Louise'in içsel çatışmalarını ve karmaşık duygusal yapısını başarıyla yansıtır. Jeremy Renner, Ian Donnelly rolünde Louise ile birlikte uzaylılarla iletişim kurmaya çalışan bir fizikçiyi oynamaktadır. Filmin diğer önemli karakterlerinde Forest Whitaker, güvenlik uzmanı olarak karşımıza çıkar. Bu üç başrol oyuncusu, filmdeki hikaye akışına önemli bir derinlik katarak; karakterlerinin hikayesini ve gelişimlerini etkileyici bir şekilde sunarlar.
Arrival'ın ana teması, iletişim ve zaman anlayışıdır. Film, dilin insan yaşamındaki kritik rolünü vurgularken, aynı zamanda bireylerin anıları ve seçimleriyle şekillenen yaşamlarını anlamanın önemini ele alır. Uzaylıların dili, zaman kavramını doğrusal olmaktan çıkartarak, geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki bağlantıları sorgulamaya iter. Louise'in deneyimi, kayıp ve kabul temalarıyla iç içe geçmiş olarak, izleyiciye yaşamın kaçınılmaz döngüsünü hatırlatır. Özellikle kişisel ve evrensel deneyimler arasındaki dengeyi yakalamak, filmin derin anlam katmanlarından birini oluşturur.
Arrival, Denis Villeneuve'un ustalığıyla şekillenen görsel bir şölen sunar. Film, estetik açıdan çekici bir şekilde tasarlanmış sahneleriyle dikkat çekerken, Roger Deakins'in sinematografisi sayesinde atmosferik ve büyüleyici görüntüler sunar. Film, karamsar ama etkileyici renk paletiyle duygusal bir derinlik sağlar. Müziği ise Johann Johansson'ın eseridir ve gerilimi artıran, duygusal bağ kurmaya yardımcı olan bir atmosfer yaratır.