Midsommar, izleyicileri İsveç'in güneşli, çiçek dolu, ama bir o kadar da karanlık köylerine götüren sıra dışı bir korku filmidir. İlk bakışta huzur veren atmosferin arkasında, bir grup Amerikalı öğrencinin katıldığı bir yaz festivalinin sırları yatmaktadır. Yönetmen Ari Aster, bu filmde görsel estetiği ve rahatsız edici ögeleri ustaca harmanlayarak izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Korku temalarının yanı sıra, insan ilişkileri, kayıp ve intihar gibi derin temaları da ele alarak izleyicileri düşündürüyor. Ari Aster'in özgün tarzı, Midsommar'ı modern korku sinemasında farklı bir yere oturtuyor.
Midsommar, güçlü oyuncu kadrosuyla dikkat çeker. Florence Pugh, Dani olarak etkileyici bir performans sergiler, izleyicinin kalbine dokunan bir karakterin derin duygularını başarıyla yansıtır. Jack Reynor, Christian karakteri ile Dani'nin karmaşık ilişkisini canlandırırken, Will Poulter ise Josh karakteriyle grup içerisindeki gerginlikleri artırır. Ayrıca, başta Henrik Norlens ve Pelle gibi karakterlerle topluluğun derinliklerine inen oyunculuk performansları izleyiciye tuhaf bir dünyanın kapılarını açar. Özellikle, Florence Pugh'un sunumu, film boyunca yaşanan travmatik olayların etkisini hissettirir ve onu akılda kalıcı bir karakter yapar.
Midsommar, yalnızlık ve kayıpların getirdiği derin acıyı ve bu acının insanları nasıl etkilediğini keşfeder. İçsel çatışmalar, birbirine yabancılaşma ve topluluk içinde aidiyet duygusunun önemi gibi temalar filmde ön plandadır. Dani'nin, kaybının ardından gelen karanlık ruh hali ve Christian ile olan ilişkisi, birçok izleyici için tanıdık bir utanç ve çatışma yaratır. Film, bir yandan bireysel kayıpların ve cesaretin önemini vurgularken; diğer yandan, geleneklerin ve kültürlerin insan ruhu üzerindeki etkisini sorgular. Bireylerin kendilerini bulma çabası, birlikte yaşama dinamikleri içinde kimi zaman yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Midsommar, izleyicide kalıcı bir etki bırakarak, derin düşüncelere sevk eder.
Midsommar, görsel olarak etkileyici sahneleri ve renkli estetiği ile dikkat çeker. Filmdeki güzellik, doğanın ve kültürün iç içe geçtiği bir atmosfer yaratırken, sinematografiyle sağlanan yüksek görüntü kalitesi, izleyiciyi sahnelerin nakış gibi işlenmiş detaylarına çeker. Yüksek açılar ve geniş planlar, mekânın genişliğini ve topluluğun dinamiklerini yansıtırken; yakın planlar, karakterlerin içsel mücadelelerini ön plana çıkarır.